GİRİŞ
Teknolojinin hızla geliştiği günümüz dünyasında, enerji, hayatımızın artık ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bununla birlikte, doğal kaynakların hızla tükenmesi, çevrenin her geçen gün biraz daha kirlenmesi, enerji kullanımı için yüksek miktarda paraların ödenmesi; sadece enerjinin temin edilmesini değil enerjinin verimli kullanılmasını, kayıpların asgariye indirilerek aynı miktar enerjiden daha fazla fayda sağlanmasını çok daha önemli hale getirmiştir. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm ülkeler, mümkün olan en az enerji ile mümkün olan en büyük verimi sağlamak için çalışmalar yürütmektedir.
Ülkemizdeki enerji tüketiminin büyük bir bölümünün sanayi ts 825 � binalarda ısı yalıtım kuralları � standardı ve son gelişmeler ve konutlarda gerçekleştiği, konutlarda tüketilen enerjinin de büyük bir bölümünün ısıtma amaçlı kullanıldığı dikkate alındığında; enerjinin verimli kullanımı binalarda enerjinin verimli kullanılması � erzurum ilinde uygulama projesi ve enerjı tasarrufu konusunda en büyük potansiyelin diğer sektörlere kıyasla konut sektöründe olduğu görülmektedir.
Enerji verimliliği ile ilgili görüşlerini bu çerçevede değerlendiren Türk Standardları Enstitüsü, ilk defa 1970 yılında yayımladığı TS 825 standardını, 1998 yılında geniş çapta bir revizyona tâbi tutmuş barajlar ve hidroelektrik santrallerde malzeme etütleri ve konuya verdiği önem nedeniyle TS 825�in zorunlu bir standard olması teklifini Bayındırlık kaya zemin mekaniği deneyleri ve İskan Bakanlığı�na sunmuştur. Bayındırlık barajlar ve hidroelektrik santrallerin harita çalışmaları ve İskan Bakanlığı da teklifi uygun görerek söz konusu standardın zorunlu uygulama kararını 1999 yılında Resmi Gazete�de yayımlamış barajlar ve hidroelektrik santrallerde havza planlama ( master plan) çalışmaları ve uygulamayı başlatmıştır.
Bilindiği üzere, standardizasyon bilinçli çabalar sonucu ortaya çıkan bir sadeleştirme eylemidir. Bir standardın hazırlanmasında temel kural, standardı uygulayacak kurum hidroelektrik santral projeleri istikşaf ( ön inceleme) çalışmaları ve kuruluşların, daha geniş ifadesiyle toplumun onayını kazanmış barajlar ve hidroelektrik santrallerin dizaynı ve uygulama imkânının olmasıdır. Binalarda ısıtma amaçlı kullanılan enerji miktarını sınırlandırarak enerji tasarrufu sağlamayı hedefleyen �TS 825� standardı sektörde büyük bir boşluğu doldurmuş hidroelektrik santrallerde proje değerlendirme teknikleri ve tarafların onayını kazanmıştır.
Standardizasyon çalışmalarındaki bir başka kural da, değişen şartları dikkate alarak standardların yeniden gözden geçirilmesinin gerekliliğidir. Sektörden gelen talepler dikkate alınarak, tarafların geniş bir biçimde katılımıyla �TS 825� standardı üzerinde yürütülen gözden geçirme hidroelektrik barajların planlama düzeyinde projelendirme kriterleri ve revizyon çalışmaları taslak metnin son haline getirilmesi aşamasına gelmiştir.
STANDARDIN AMACI
TS 825�in amacı, ülkemizdeki binaların ısıtılmasında kullanılan enerji miktarlarını sınırlamayı, dolayısıyla enerji tasarrufunu arttırmayı hidroelektrik santral projeleri planlama çalışmalarının aşamaları ve enerji ihtiyacının hesaplanması sırasında kullanılacak standard hesap metodunu gri çimento türleri ve kullanım alanları ve değerlerini belirlemektir.
Ayrıca bu standard;
* Yeni yapılacak bir binaya ait çeşitli tasarım seçeneklerine bu standardda açıklanan hesaplama metodunu sertlik derecesi nedir? nasıl ölçülür? en sert element hangisidir? ve değerlerini uygulayarak, ideal enerji performansını sağlayacak tasarım seçeneğini belirlemek,
* Mevcut binaların net ısıtma enerjisi tüketimlerini belirlemek,
* Mevcut bir binaya yenileme projesi uygulamadan önce, uygulanabilecek enerji tasarruf tedbirlerinin sağlayacağı tasarruf miktarlarını belirlemek,
* Konut sektörünü temsil edebilecek muhtelif binaların enerji ihtiyacını hesaplayarak, konut sektöründe gelecekteki enerji ihtiyacını millî seviyede tahmin etmek,
amaçları için de kullanılabilir.
Bu standard, yeni inşa edilecek binalar ile mevcut binaların tümünde veya bağımsız bölümlerinde yapılacak olan esaslı tamir, tadil kalsiyum alüminatlı çimento kullanım alanları ve eklemelerdeki (mevcut binaların oturma alanının %15'i oranında beyaz çimento türleri ve kullanım alanları ve üzerinde yapılacak tadilatlardaki) ısıtma enerjisi ihtiyacını hesaplama kurallarını, izin verilebilecek en yüksek ısı kaybı değerlerini deprem hasarları, sebepleri ve öneriler ve hesaplama ile ilgili bilgilerin sunuş şeklini kapsamakta depreme dayanıklı akıllı yapılar ve binalarda ısıtma enerjisi ihtiyacının hesaplanmasına yönelik bir metot belirlemektedir. Binaların ısıtma amacı dışındaki diğer amaçlar için gerekli olan enerji ihtiyaçları bu standardın kapsamı dışındadır.
Standardda tanımlanan hesaplama metodunun kullanılması sırasında gerekli olan bazı bilgiler, yoğuşma hesabı dâhil ekler hâlinde standardın sonuna eklenmiştir.
STANDARDIN UYGULAMA ALANI
TS 825 standardı;
Konut olarak kullanılacak binalara,
Büro deprem hasarı gören binaların hasar tespitinde bulanık mantık yaklaşımı ve idarî binalara, tiyatrolara, kongre iş bulmanın püf noktaları ve konser salonlarına, kültür merkezlerine,
Eğitim yapılarına, kütüphanelere, spor tesislerine, öğrenci yurtlarına,
Hastanelere, huzur evlerine, bakım evlerine, doğum evlerine müteahhitlik karnesi nasıl alınır? ve kreşlere, ceza evlerine ve kışla binalarına,
Konaklama tesislerine,
Alışveriş merkezlerine, iş hanlarına, banka ve borsa binalarına,
Genel kullanım amaçları dolayısıyla iç sıcaklıkları asgarî 15°C olacak şekilde ısıtılan iş yerleri ile endüstri ve sanayi binalarına uygulanmaktadır.
STANDARDIN GENEL ESASLARI
TS 825 standardı, binaları bir bütün olarak ele almaktadır. Standardda verilen hesaplama metodunda ısıtılan ortamın sınırları, bu ortamı dış ortamdan ve eğer varsa, ısıtılmayan ortamlardan ayıran duvar, döşeme, çatı, kapı ve pencereden oluşmaktadır. Hesaplamalarda dıştan dışa ölçüler kullanılmaktadır.
Yeni yapılan binaların TS 825�te verilen hesaplama metoduna göre birim alan veya birim hacim başına ihtiyaç duydukları ısıtma enerjisi ihtiyacı belirlenmektedir.
TS 825��te binanın ısıtma enerjisi ihtiyacını etkileyen faktörler; bina özellikleri, ısıtma sisteminin karakteristikleri, iç iklim şartları, dış iklim şartları, iç ısı kazanç kaynakları ve güneş enerjisi olarak belirtilmiş, hesaplama metodunda, iletim ve havalandırma yoluyla gerçekleşen ısı kayıpları ile iç ısı kazançları ve güneş enerjisi kazançları dikkate alınmıştır. Bu etkenlerin hesaba katılmasıyla binaların ısıtma enerjisi ihtiyacının hesaplandığı bir metot belirlenmiştir. Hesaplanan değerin, standardda verilen enerji ihtiyacının sınır değerlerinin altında kalmasını sağlayacak şekilde malzeme seçimi, eleman boyutlandırılması ve yalıtım ayrıntılarına ait çözümlerinin projelendirilmesi ve raporlanması gerekmektedir.
Yeterli seviyede ısı yalıtımı sağlanmış bir binada, ısıtma periyodunda, iç ortamda belli bir iç sıcaklığı sağlamak için gereken ısı enerjisinin bir kısmı iç kaynaklardan ve güneş enerjisinden sağlanmakta, kalan miktarın ısıtma sistemi tarafından iç ortama verilmesi gerekmektedir. Standardda tanımlanan hesaplama metodu kullanılarak, ısıtma sisteminin iç ortama iletmesi gereken ısı enerjisi miktarı belirlenmekte ve yıllık ısıtma enerjisi ihtiyacı olarak tanımlanan bu miktar, toplam kayıplardan güneş enerjisi kazançları ve iç kazançlar çıkartılarak hesaplanmaktadır.
Tanımlanan hesap metodunda, yıllık ısıtma enerjisi ihtiyacı ısıtma dönemini kapsayan aylık ısıtma enerjisi ihtiyaçlarının toplanması ile bulunmaktadır. Böylece binanın ısıl performansının gerçeğe daha yakın bir şekilde değerlendirilmesi mümkün olmaktadır. Bununla birlikte tasarımcıya, önerdiği tasarımın güneş enerjisinden faydalanma kapasitesini değerlendirme imkânını da sağlamaktadır.
Ayrıca dış ortam ile temas halinde bulunan tüm yapı bileşenlerinde meydana gelen buhar difüzyonunun analiz edilmesi ve standardda verilen şartları her bir yapı elemanının sağlayacak şekilde tasarlanması da gerekmektedir.. Buna göre TS 825�e göre yoğuşan su miktarının, yoğuşmanın meydana geldiği ara kesitteki malzemelere zarar vermeyeceği kabul edilen belirli bir sınır değeri aşmaması ve kuruma periyodunda tamamen buharlaşması gerekmektedir.
Enerji sınır değerleri içerisinde kalacak şekilde tasarımlanan bir binada bulunan tüm yapı bileşenleri yoğuşma kriterlerini de sağlıyorsa yapılan tasarımın uygun olduğu rapor haline getirilmektedir. Yoğuşma veya enerji enerji sınır değerlerinden birisini sağlayamayan tasarımlar standarda uygun olmadığından, yapı ruhsatı alamamaktadır.
STANDARDIN GELİŞİM SÜRECİ
İlk defa Şubat 1970�de �Binalarda Isı Etkilerinden Korunma Kuralları� adıyla hazırlanan ve yayımlanan TS 825 standardı, Haziran 1979�da yapılan ilk revizyonunda bugünkü adını almış, bilâhare Nisan 1985�te ikinci kez revize edilmiştir.
Sektörden gelen talepler doğrultusunda Nisan 1998�de enerji tasarrufu sağlamak amacıyla geniş çaplı bir revizyona tâbi tutulup yeniden düzenlenmiştir. Yapılan bu revizyon çalışmasında hesaplama metodu güncel olan yerel ve yabancı standardlara göre tamamen yenilenmiştir.
1998 yılında yapılan revizyon ile gerçekleştirilen bazı değişiklikleri aşağıda verildiği gibi özetlemek mümkündür:
1981 yılında yayımlanan standard metninde ülkemiz 3 derece gün bölgesine ayrılırken, 1998 yılında yapılan revizyon çalışmasında meteorolojik veriler ışığında 4 derece gün bölgesine ayrılmıştır.
1981 yılında yayımlanan TS 825 standardında; bölgelere göre yapı bileşenlerinin ısı geçirme katsayıları sınırlandırılırken 1998 yılında yayımlanan standardda bina bir bütün olarak ele alınmış ve yapının şekline (Atop/Vbrüt oranı) ve binanın bulunduğu derece-gün bölgesine gere, binanın bir yılda kaybedeceği ısı miktarı sınırlandırılmıştır.
1981 yılında yayımlanan standardın ön gördüğü hesaplama metodunda iç ısı kazançları ve pencerelerden olan enerji kazançları dikkate alınmazken, 1998 yılında yapılan revizyonla oluşturulan hesaplama metodunda bu kazançlar dikkate alınmıştır.
1981 yılında yapı bileşenlerinde sadece iletimle meydana gelen enerji kayıpları hesaplanırken, 1998 yılında hazırlanan hesap prosedüründe, yapılarda meydana gelen havalandırma kayıpları da ele alınmıştır.
1998 yılında hazırlanan hesaplama metodunda, enerji ile ilgili sınırlamanın yanı sıra; yapı elemanlarında meydana gelen buhar geçişi analiz edilmiş ve yoğuşma suyu kütlesi sınırlandırılmıştır.
Özellikle AB ülkeleri; İklim Değişikliği Sözleşmesi�ne taraf olunması ve Kyoto Protokolü�nün imzalanması ile küresel ısınma ve hava kirliliği ile mücadele edilmesi yönünde bulundukları taahhütler nedeni ile kısa zaman aralıklarında standardlarında yer alan enerji sınır değerlerini yenilemektedir.
SON GELİŞMELER
Gerek yeni yerel ve/veya uluslar arası standardların oluşturulması gerekse de 1998 yılından günümüze kadar kazanılan tecrübeler; TS 825 standardının yeniden revize edilmesi gereğini ortaya koymuştur. Yapılan revizyon çalışmaları büyük ölçüde tamamlanmış ve oluşturulan taslak metnin kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşlarının görüşüne sunulması aşamasına gelinmiştir.
Yapılan revizyon çalışmasında şu temel ilkeler göz önünde tutulmuştur:
1998 yılından bu yana ortaya çıkan gelişmelerin ve yalıtım sektöründe yayımlanan yeni standardların dikkate alınması,
Mevcut standard metninde yer alan bağıntıların daha basit ve anlaşılır biçimde ifade edilmesi,
Yapı malzeme ve bileşenlerinin ısıl iletkenlik değerlerinin bir bütünlük içinde değerlendirilmesi.
Bu genel ilkeler çerçevesinde yürütülen TS 825 standardının revizyonu çalışmaları sonucu oluşan değişiklikleri aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:
Genel olarak yapının net ısı ihtiyacının hesaplama metodunda değişiklik yapılmamıştır. Hesaplama metodunda havalandırma yoluyla olan kayıpların hesaplanmasında kullanılan havalandırma oranı ifadesi yapı malzemelerinde meydana gelen gelişmelere paralel olarak nh=1,0h-1 değerinden nh=0,8h-1 değerine getirilmiştir.
Mekanik havalandırma yoluyla olan kayıpların hesaplanmasında kullanılan metot ilâve çizelge ve bilgiler ile zenginleştirilmiştir.
Mevcut metotta pencerelerden olan güneş enerjisi kazancının hesaplanmasında kullanılan gölgelenme faktörünün hesaplanmasına imkân sağlayan ilâve açıklayıcı bilgi ve çizelgeler eklenmiştir.
Mevcut standardda yer almayan ancak yapı işlerinde kullanılan, asmolen ve benzeri boşluklu bitişik yüzeyli yapı bileşenlerinin ısıl geçirgenlik katsayısının hesaplanması için gerekli olan bağıntı ve çizelgeler ilâve edilmiştir.
Isıl köprüsü hesaplamalarının daha önce TS 8441 standardına göre yapılması yönünde atıf bulunurken, konu ile ilgili yeni standardların çıkmış olması nedeniyle revizyon taslağında TS EN ISO 10211-1, TS EN ISO 10211-2 ve TS EN ISO 14683 standardlarına da ilâve olarak atıf yapılmıştır.
Hesaplama örnekleri uygulamada yapılan hatalar göz önüne alınarak hem sayıca hem de içerik olarak zenginleştirilmiştir.
Aylık ortalama dış sıcaklık değerleri meteorolojiden alınan son 20 yıllık veriler ışığında yenilenmiştir.
Farklı amaçlarla kullanılan binalar için hesaplamalarda kullanılacak aylık ortalama iç sıcaklık değerleri ile ilgili TS 2164�e atıf yapılan çizelge, revizyon çalışmalarında kullanım kolaylığı açısından standard metnine eklenmiştir.
İsimleri değişen veya 1998 yılından sonra il statüsü kazanan ilçelerin bilgileri ilgili çizelgelere eklenerek güncellenmiştir.
Yalıtım malzemelerinin hesaplama değerlerini gösteren çizelge DIN 4108-4:2002 standardı esas alınarak dip notları ile birlikte standarda uyarlanmıştır.
1998 tarihinde yayımlanan ve halen yürürlükte olan standardda yapı elemanlarından meydana gelen buhar geçişinin tahkikinde Alman standardları (DIN 4108) esas alınmıştı. Revizyon çalışmalarında ise yeni oluşturulan TS EN ISO 13788 standardı esas alınarak yoğuşma ile ilgili hesaplama metodunun; malzeme ve mamul özellikleri ile iç ve dış ortam şartları (dış hava sıcaklıkları ve yapı bileşenlerine temas eden toprak sıcaklığı, iç hava sıcaklığı, bağıl nem) dikkate alınarak daha dinamik bir yapıda buhar geçişi analizi yapılmaktadır. Yeni metotta eski metottan farklı olarak, sadece yapı bileşeni içerisindeki yoğuşma ele alınmamakta, yüzeyde küf oluşmasının önlenmesine yönelik bir analiz ile hesaplama metodu genişletilmektedir. Eski hesaplama metodunda bulunan yıllık analizler ve Almanya şartlarına uygun sabit sıcaklık, sabit bağıl nem, sabit yoğuşma ve buharlaşma periyotları vb. şartlar kaldırılmıştır. Bunun yerine TS EN ISO 13788 standardında belirtildiği üzere ülkemizin iklim verilerinden elde edilen aylık ortalama dış sıcaklık ve bağıl nem değerleri kullanılmıştır. Sabit olan yoğuşma ve buharlaşma periyodu tarifleri yeni metoda uygun olarak tamamen kaldırılmıştır. Böylece ülkemiz şartlarına uygun hesaplama yapılması imkânı sağlanmıştır. Hesaplamalarda kullanılmak üzere illerimizin ve ilgili ilçelerimizin aylık ortalama bağıl nem değerlerine dair bir çizelge ve yeni 3 adet hesap çizelgesi eklenmiştir. Örnek hesaplamalar yeni metoda göre tekrar oluşturulmuştur.
Standardın revizyon taslağının görüşe sunularak, gelen görüşler doğrultusunda taslak metnine son hali verilerek en kısa zamanda yayımlanması hedeflenmektedir. Bu revizyon çalışmalarında enerji kaybı sınır değerlerinde kayda değer bir iyileştirme yapılması hedeflenmemiştir. Türkiye İklim Değişikliği Sözleşmesi�ne ve Kyoto Protokolü�ne taraf olduğundan ve AB tarafından �yeni yaklaşım politikaları� çerçevesinde yayımlanan 2002/91/EC sayılı �Binaların enerji performansına dair direktifi� ile ilgili uyumlaştırma çalışmaları başladığından, müsaade edilen enerji kaybı sınır değerlerinde bir iyileştirme yapılması gereği ilerleyen yıllarda zorunlu olarak gündeme gelecektir. Yapılan bu tür revizyon çalışmaları, gelişmelere bağlı olarak gerektiğinde tekrarlanarak çok önemli fonksiyonlara sahip olan bu standardın güncel kalması sağlanacaktır.
SONUÇ
Yayımlandığı tarihten bugüne kadar yapılan yeni binalarda sağladığı enerji tasarrufunun ülke ekonomisine katkısı ciddî boyutlarda olan TS 825 standardının hazırlanması ve zorunlu olarak uygulamaya konulması, binalarda ısı verimliliği açısından Türkiye�de bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.
Sadece TS 825 standardı ile değil, �en ekonomik üretim standardlara uygun üretim, en ekonomik tüketim standardlara uygun tüketimdir� anlayışı içinde hazırladığı ve toplumun kullanıma sunduğu enerji verimliliği ve enerji tasarrufu ile ilgili madde, mamûl, metot ve hizmet standardları ile Türk Standardları Enstitüsü sorumluluğunun bilinciyle üzerine düşen görevi yapma çabası içindedir.
Ancak unutulmamalıdır ki enerji kaynaklarının gittikçe azaldığı buna karşılık toplumun değişen ve artan ihtiyaçları çerçevesinde enerji ihtiyacının hızla arttığı günümüz dünyasında, �tasarruf� toplumun bütün kesimleri tarafından kabul görüp uygulanmadıkça başarılı olma şansı zayıftır ve bu yönüyle �tasarruf� bir �eğitim�, bir �tanıtım� konusudur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder