22 Haziran 2008 Pazar

Günışığı ile aydınlatma

Günışığı ile aydınlatma
Endüstri de çeşitli iş şekilleri ve imalat işlemlerinde, pencerelerden yada çatıdan aydınlatma tekniği yeterli aydınlatma sağlayabilir. Böyle bir aydınlatma tercih edildiği zaman, ışığın yönü ve yeğinliği dikkate alınarak iş istasyonları , makine ve tezgahların yeri iyi seçilmelidir. Gün ışığının çalışma yüzeylerinde parlamalar yapmaması, iş görenlerin gözlerine doğrudan ve yeğin ışık gelmemesi ve aydınlatma gereksinimine göre makine ve işlemlerin yerinin iyi seçilmiş olması gibi temel yaklaşımlar özenle ele alınmalıdır.

Endüstride gün ışığı kullanılırken temel yaklaşım, bu ışığın tüm işlem alanlarına, olabildiği ölçülerde eşit bir şekilde dağılımını planlamaktır. Bunun için en uygun aydınlatma yaklaşımının çatıdan aydınlatma olduğu bilinmektedir. Öte yandan pencerelerden gelen ışığın da, zaman zaman dışarı bakan iş görenlerin gözlerini dinlendirdiği ve dış dünya ile ilişkilerini devam ettirerek bir açıdan yararlı etkisinin olduğu anımsanmalıdır. Çatıdan aydınlatmalarda, testere tipi çatılarda olduğu gibi , gün ışığının tek bir yöne gün ışığı faktörü öngörülür. Bu da en az 250 Lüks düzeyinde bir aydınlatmanın karşılığıdır. Bu aydınlatma düze
yinin yıl boyu ve mesai saatleri içinde en az %85 düzeyinde sağlanabilmesi öngörülür. Bu ölçülerde günışığı etkisinin sağlanabilmesi için, güneş ışığının dolaylı olarak girebildiği pencerelerin tüm alanının, işyeri yüzölçümünün onda biri ile yarısı ölçülerinde olması gerekli görülebilir. Günışığı ile aydınlatmada, ışığın fabrikanın her yerine aynı düzeyde dağılmayacağı gözönünde tutularak, gün ışığı faktörünün mümkünse en kuytu yerler için asgari ölçülere getirilmesi öngörülmelidir.

Yapay aydınlatma
Yapay aydınlatma projelerinde her iş postasının olduğu kadar , genelde tüm işyerinin ne ölçüde aydınlatma gereksinimi olduğu dikkate alınır. Bu arada gelişim projelerinin de dikkate alınarak aydınlatma sistemlerinin kurulması da düşünülebilir. Yapay aydınlatma için ışık kaynakları fabrikanın her yerine iyi dağıtılırken özel aydınlatma gerektiren yerlerde de bu gereksinime cevap verecek özel ışık kaynakları kullanılır.

Masalar, tezgah yüzeyleri, montaj masaları ve benzeri iş koşullarında çalışan iş görenlerin büyük bir kısmı oturarak çalışırlar. Bu gibi yerlerde oturma yüksekliklerinin de optimizasyonu gereklidir. Nitekim oturma yüksekliği ayarlanamayan bir sandalyede oturan ve ayakları yere değmeyen yada bacakları masa altına sığışmayan insanların veriminin yüksek olması söz konusu değildir. Oturma yüksekliğinin ayarlanması kadar, bacakların kolayca sığabileceği hacimlerin de düşünülmesi zorunludur.

Pratikte, masaların ve tezgahların yüksekliklerinin sabit tutulması benimsendiğinden, bu yüksekliklerin en alt ve en üst değerlerini saptayan araştırmacılar, daha imalat ve montaj aşamasında bu değerlerin kullanılmasını önermektedirler.

Masa ve iş görme yüzeyinin yüksekliğini saptam
akta en önemli diğer bir ölçü de oturma yüzeyi ile çalışma yüzeyi arasındaki farktır. Aşağıdaki şekilde oturma yeri boyutları bu açıdan incelenmiştir.

Ayakta çalışm
alar için, rahat çalışma yüzeylerinin boyutları araştırmalarında, çeşitli yüksekliklerdeki masa ve tezgahlar üzerinde becerili ve kolay iş görme yaklaşımı kullanılmıştır. Bu amaçla yapılan araştırmalar, masa yüksekliğinin 105 cm. Olduğu hallerde, ayakta çalışmadan yeterli verim alınabildiği ve bu yüksekliğin 92 cm.ye kadar düşürülmesinin de kabul edilebilir bir yükseklik düzenlemesi olduğunu göstermiştir. Araştırmacılar, masanın üst seviyesinin işgören dirseğinden 5-10 cm daha aşağıda bulunmasının en verimli bir tasarım olduğunu belirtmişlerdir..

Yaz akşamlarınız aydınlansın!

Yaz akşamlarınız aydınlansın!
Yaz akşamları bahçe keyfinin tadı bir başka olur. Hepimizin dört gözle beklediği yaz akşamlarında bahçenizi veya terasınızı dekoratif dış mekan aydınlatmaları ile daha keyifli hale getirebilirsiniz
Koleksiyon
Max Kistner'in tasarladığı 'Lux - us' bir aydınlatma objesinin de ötesinde kullanımlar sağlıyor. Lux - us yüklediğiniz anlama göre işlev kazanan bir tasarım. İçine çiçek ekerek bahçede ya da mekan içinde rahatlıkla kullanabileceğiniz aydınlatmada, malzeme olarak polietilen kullanılmış.
Fiyatı: 200 Euro + KDV

İca Home & Garden
Dünyanın önde gelen mobilya ve aksesuar markalarının Türkiye temsilciliğini yürüten İCA Home Garden tarafından Almanya'dan ithal edilen Blomus meşale ve kandilleri ile yaz gecelerinize daha dekoratif bir hava verebilirsiniz. Konik tarzdaki Blomus meşale, paslanmaz çelik gövdesi ve ahşap sapıyla estetik bir görünüme sahip. Çanak formlu Blomus masa üstü kandilleri ise çeliğin şıklığını gözler önüne sererken aynı zamanda uzun yanma süresiyle de dikkat çekiyor. Blomus Meşale 130 YTL'den, Blomus Kandil ise 65 YTL'den tüm İCA mağazalarında ve bayilerinde bulunabiliyor.

Bauhaus
Bauhaus'ta bulabileceğiniz dekoratif mantar, oduncu cüce, alüminyum zincirli sarkıt, yukarı aplik, babaüstü siyah alüminyum dış mekan aydınlatmalarının yanı sıra Stockholm çim aydınlatmaları ve yol aydınlatmalarıyla bahçe keyfini katlayabilirsiniz.
Bahçelere
keyifli bir aydınlık veren dekoratif dış mekan aydınlatmalarına, uygun fiyat ve çeşitleri ile Bauhaus Kozyatağı, Beylikdüzü ve Bayrampaşa'dan ulaşabilirsiniz.

Ikea
Ikea'nın birbirinden renkli dış mekan aydınlatmaları, bahçenizde geçirdiğiniz zamanları daha da keyifli hale getirecek. Özellikle çardakların ve ağaçların üzerine giydirilerek ışıklı bir ortam yaratmak için tasarlanan aydınlatmaların fiyatları 12.95 YTL ile 24.95 YTL arasında değişiyor.

Gelecek alternatif enerjide...

Gelecek alternatif enerjide...
Çok yakın bir gelecekte güneş ya da rüzgar enerjisinden yararlanarak ve düşük maliyetlerle kurulabilecek sistemler sayesinde evlerimizi veya kullanım suyumuzu ısıtıp, elektrik elde edebileceğiz.
Canensol bugünlerin yaşanacağı Türkiye'de lider enerji ve aydınlatma elemanları üreticisi olmayı hedeflemektedir. 2004 yılında kurulan Canensol Alternatif Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş., tüm dünyada giderek önem kazanan alternatif enerji kaynaklarının yönetimi konusunda çözümler üretmeyi hedeflemiş ve öncelikle güneş ve rüzgar ile enerji üretim çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.

Aydınlatmada en yeni teknoloji: LED
Canensol Enerji, aydınlatma sektörüne yönelik olarak Ar-Ge ve üretimini Türkiye'de gerçekleştirdiği LED'li armatürlerini Türkiye ve Avrupa pazarına sunmaktadır.
Yapı ve mobilya sektörlerinde LED armatürleri ile dekoratif mekanlar ve mobilyaların oluşmasını sağlarken, cadde ve parklarda kullanılmak üzere şehir mobilyaları ve aydınlatma projeleri gerçekleştirmektedir. Canensol bugüne kadar, Türkiye ve yurtdışında pek çok başarılı projeye imzasını atıyor.

Günümüzün aydınlatmadaki en ileri teknolojisi olan LED aydınlatmalı ürünleri ve armatürleri kullanarak gerçekleştirdiği projelerde binalara, mekanlara ruh katıyor.

21 Haziran 2008 Cumartesi

Philips'ten dinamik aydınlatma

Philips'ten dinamik aydınlatma
Işığın hayatımızdaki anlamını ve gücünü sorgulayan “Gece neden uykumuz gelir, gündüz enerjik olmamızda ışığın etkisi nedir? Gün içinde biyolojik ritmimiz ile ışığın gün içindeki döngüsü arasında bir ilişki var mı?” gibi soruların yanıtları yeni bir kavram ortaya çıkardı: Dinamik Aydınlatma. Işığın doğayla, insanın ışıkla ilişkisinden elde edilen verilerle, yaşam alanlarımız aydınlatma sayesinde moral ve performans kaynağı haline geliyor.

İnsan vücudu, gece ve gündüze göre farklılık gösterir. Gece uykumuz geliyor, sabah ise güne enerjiyle başlayabiliy
oruz. Bu önemli farklılığın yanı sıra vücudun ritmi gün içinde de durmaksızın değişiyor. Bu döngünün ışıkla yakın ilişkisi var. Işık ve doğa, insan ve ışık arasındaki ilişkinin çözümlenmesi, mekanların amaca uygun olarak aydınlatılabilmesini sağlıyor. Dinamik aydınlatma kavramı, ışığın anlamını değiştiriyor.

Çalışma ortamında doğal ışık farkı
Gece ve gündüz, mevsimlerin de etkisiyle gün içinde farklı ışıklar yaratıyor. Doğal ışığın ritmi insan bedeni üzerinde de etkili oluyor. Bu ritmin çalışma ortamlarına taşınması, ışığın ofis ihtiyaçlarına göre uyarlanabilmesini sağlıyor.

Gün ışığı biyolojik ritmi ayarlıyor
Gün ışığı insan bedeni üzerinde, hormonların seviyesinde etkili oluyor. Gün ışığının yokluğu, melatonin hormonu seviyesini yükseltiyor. Melatonin hormonu vücuda uyku veriyor. Gün ışığı ise vücuda canlılık veren Cortisol hormonunun üretimini çoğaltıyor. İşte, geceyle gündüz, uyku ile zindelik arasındaki ilişki böyle kuruluyor.

Kişisel ışık mı, dinamik ortam mı?
Ofis aydınlatmalarında iki farklı planlama yapılabilir. Her ikisinin de kendisine göre avantajları, tercih edilebilecek özellikleri olan planlamalar, tek kişilik ofislere ve açık ofislere göre değişiyor.

Tek kişilik ofiste aydınlatma kişinin isteklerine göre şekillenebiliyor, uzaktan kumanda ile idare edilebiliyor. Bu sistemde çalışan kendi çevresini kontrol edebiliyor ve aydınlatmayı kendi istekleri doğrultusunda çeşitlendirebiliyor.

Açık ofiste aydınlatma zamana göre, otomatik olarak değişiyor. Aydınlatma düzeni zamana göre kontrol ediliyor. Aydınlatma böylelikle moral ve motivasyon kaynağı olabiliyor.

Dinamik aydınlatma hareketin doğal akışını destekliyor
Sabah vakti enerji seviyesi yüksekken insanlar öğleye doğru yorulup, dinlenme ihtiyaç duyuyorlar. Öğleden sonraki uykulu hali gün sonuna doğru enerjinin yine toparlandığı saatler izliyor. Gün içerisinde ışığı otomatik olarak ayarlayan aydınlatma programları sayesinde dinamik aydınlatma ofis ortamlarında uygulanabiliyor.

Sabah serin taze ışık, ofise gelen insanların enerjilerini artırarak güne iyi başlamalarına yardımcı oluyor. Öğle saatlerinde ışık seviyesinin azalmasıyla oluşan sıcak ışık rahatlamayı sağlıyor. Öğleden sonrası rehaveti ise ışık seviyesinin tekrar yükselmesi ile ortaya çıkan beyaz soğuk ışıkla azaltılıyor. Günün bitmesine yakın beyaz ışığın biraz daha soğuklaşması, evlerine gitmeye hazırlanan çalışanların yeniden dinçleşmelerini sağlıyor.

Aynı odada bazen sunum yapıyor, bazen konuk ağırlanıyorsa, her iki duruma uygun aydınlatmanın seçilmesi gerekiyor. İletişim için ofiste boydan boya serin orta parlak ışık, konsantrasyon için masa üstünde serin parlak ışık ve rahatlama için nokta aydınlatma ile birleşen sıcak, orta parlak aydınlatma tercih edebiliyor.

‘Neon’ lambalar ile tasarruf

‘Neon’ lambalar ile tasarruf
Türkiye’de yeni bir teknik olan neon lambalıaydınlatma, işyerlerinde önemli oranda enerji tasarrufu sağlıyor.

3 Mart 2004 — Neon sistemi, 30 floresanın yapacağı aydınlatmayı, 3 floresanın harcadığı enerjiyi tüketerek yapabiliyor. Türkiye’de yeni bir ışıklandırma tekniği olan “neon” lambalar yardımıyla sağlanan aydınlatma sisteminin, büyük oranda enerji tasarrufu sağladığı bildirildi.

Eğlence yerlerinden bilbordlara, mağazalardan alışveriş merkezlerine
kadar çok sayıda mekanda kullanılması kaçınılmaz olan yoğun aydınlatma, firmalar ve işyerleri için çok büyük bir gider anlamına geliyor. Her alanda olduğu gibi aydınlatma teknolojilerinde de maliyeti minimum seviyelere indiren gelişmeler, işyerini aydınlatmaya önemli bütçeler ayıran firma ve işyerlerinin yardımına yetişiyor.

Yeni Neon tekniği tasarruf sağlıyor
Konya’da faaliyet gösteren bir aydınlatma firmasının sahibi Mustafa Sakman, yüksek tasarruflu olmasıyla bilinen ve eskiden sadece çok lüks işyerlerince kullanılan neon sisteminin, artık küçük bütçeli işyeri sahiplerince de rahatlıkla kullanılabilir hale geldiğini söyledi. Neon olarak bilinen aydınlatma sisteminin, 220 volt gücünde gelen elektriğin, bir trafo yardımıyla 12 bin volta çıkarılması ve neon gazının ışıması yardımıyla gerçekleştiğini belirten Sakman, “Yeni bulunan neon tekniği, sağladığı tasarruf nedeniyle ülkemizde çığır açacağa benziyor. Türkiye’de henüz sadece büyük şehirlerde talep gören neon aydınlatmanın, kısa süre içinde mahalle bakkallarında bile kullanılacağını tahmin ediyoruz” dedi.

3 Ayda kendini amorti ediyor
Bu sistemde yaklaşık 80 milyon liraya satılan bir güçlendirici yardımıyla 16 metre uzunluğunda ya da eşdeğer genişlikte, istenilen her türlü aydınlatmanın yapılabildiğini vurgulayan Sakman, şunları kaydetti: “Klasik yöntemle aydınlatma için 30 floresan kullanması gereken bir işyeri, neon kullandığı takdirde, aynı aydınlatmayı 3 floresanın harcadığı elektriği tüketerek yapabiliyor. Bu sistemin kurulması için harcanan para, 3 ay içinde kendini rahatlıkla amorti ediyor. Aylık elektrik harcaması ise yaklaşık 3 milyon lirayı geçmiyor.”

Sakman, güçlendiriciden lambaya varıncaya kadar her şe
yi yerli üretim olan neonlu aydınlatma sisteminin ortalama 20 yıl sorun çıkarmadan kullanılabildiğini ifade ederek, 15 metrelik bir alanın aydınlatılmasının maliyetinin işçilik dahil 400 ile 600 milyon lira arasında değiştiğini sözlerine ekledi.

Venini, devleri aydınlatıyor

Venini, devleri aydınlatıyor
Yaratıcı ruhun ve İtalyan cam yapım sanatında mükemmelliğin bir sembolü olan Venini’yi, geleneği yenilikle kaynaştıran kozmopolit bir gerçeklik diye tarif etmek gerekiyor. Karşıt ögeleri ustaca harmanlayarak renkli rüyalar yaratmayı sürdürmesi Venini’yi tüm dünyada tanınan bir marka yaptı.

Paolo Venini’nin cama olan tutkusunun onu 1921’de Murano’ya çekmesinden bu yana, sayısız
sanatçı, tasarımcı ve mimar Venini ile çalıştı. Bunların arasında Zecchin, Martinuzzi, Buzzi, Scarpa, Ponti, Bianconi, Zuccheri, Wirkkala, Carpenter, Zynsky, Vignelli, Boeri, Aufiero, Deganello, Gecchelin, Magistretti, Sarpaneva, Bellini, Sottsass, Zanini, Mendini, Aulenti, Babled, Dordoni, Guggisberg, Baldwin, Favaretto, Vigna, Magro, Pininfarina, Versace, Chia, Rotella ve daha birçok ünlü isim var.

Bu işbirliğinden 1993’teki Venedik Bienal’inde sergilenen Ben Jakober ve Yannick Vu imzalı “Il Cavallo di Leonardo” [Leonardo’nın Atı] gibi olağandışı birçok eser yaratıldı.

Venini ürünlerinin tümü sınırlı sayıda, imzalı ve sertifikalı. Son yıllarda Venini, büyük ustaların en önemli eserlerini sıra ile “limited edition” olarak üretiyor. Venini ürünleri zamanla değer kazanıyor. İtalya, Amerika ve İngiltere’de bunların hatırı sayılır bir piyasası oluştu.

Edinilen her Venini ürününe bir müzede, cam üzerine yazılmış bir kitapta veya bir cam ansiklopedisinde rastlamak kolayca mümkün.

Venini Renkleri
Venini renkleri Paolo Venini tarafından yeniden keşfedilen kültürel mirasın bir parçası. 1928-1930 arasında Martinuzzi’nin sanat direktörlüğü sırasında ortaya çıkan ilk opak renkler bunun örnekleri.

Daha sonraları Tomasso Buzzi ve Carlo Scarpa üst üste konulan değişik renkteki cam katmanlarla ve bazen bunları altın folyo ile bezeyerek daha rafine etkiler yarattı (1930-1942).

50’li yılların asal renkli camlarından sonra cam katkıları üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda 60’lı yılların kompozit renkleri ortaya çıktı. Metal oksitlerden elde edilen cam renkleri her yıl artarken bunların karışımlarından elde edilebilecek renkler de gelişti.

Her birinin özel reçetesi olan Venini cam renkleri durmadan artan ve gelişen çok geniş bir yelpaze oluşturuyor.

Venini ile Çalışan Mimar ve Tasarımcılar
  • Alessandro Mendini
  • Carlo Scarpa
  • Emmanuel Babled
  • Ettore Sottsass Jr.
  • Fulvio Bianconi
  • Gio Ponti
  • Mimmo Rotella
  • Monica Guggisberg
  • Philip Baldwin
  • Pier Antonio Zuccheri
  • Pierre Charpin
  • Rodolfo Dordoni
  • Sandro Chia
  • Tapio Wirkkala
  • Timo Sarpaneva
  • Vittorio Zecchin


  • Venini ile Aydınlatılan Mekanlar
  • Le Moulin Rouge, Paris
  • Saudi TV, Riyad
  • Showroom Cassina, Milano
  • Hotel Meridien, Atina
  • Hotel Leonardo da Vinci, Roma
  • Congress Center, Toronto
  • Crystal Symphony Gemisi
  • Metropolitan Opera, NY
  • Guggenheim Museum, NY


  • Kaynak: raf.arkitera.com

    Luxmate aydınlatma kontrol sistemi

    Luxmate aydınlatma kontrol sistemi
    Piyasada mevcut kontrol sistemleri içinde, dijital haberleşme altyapısına sahip tek marka olan Luxmate, ufak ölçekli mekanlardan, kompleks kontrol gerektiren binalara kadar birçok mekanda rahatlıkla kullanılabilmektedir.

    Dijital haberleşme altyapısı, esneklik, bilgi doğruluğu ve hız gibi avantajların yanısıra sistemi kuran kişiye de kablolama konusunda çok büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Günışığına bağlı veya bağımsız aydınlatma ve perde kontrolü, ısı kontrolü, hareketli spot kontrolü, Luxmate modülleri ile kolayca gerçekleştirilebilmektedir. Açık yazılımı sayesinde diğer bina otomasyon sistemleri ile de haberleşebilen Luxmate Sistemi, tek bir seri arabirim ile AMX ve Crestron gibi sistemler tarafından da
    kontrole imkan vermektedir.

    Kullanımı son derece kolay kumanda ünitelerinin yanısıra, diğer kontrol sistemlerinin aksine piyasadan alınabilecek herhangi bir anahtarın da (veya hareket dedektörü) Luxmate Sisteminde kullanılabilmesi bir
    başka avantaj olarak öne çıkmaktadır. Luxmate/Tridonic Sisteminin altyapısından türetilerek tasarlanan DALI sistemine ait dim edilebilir balastlar da Luxmate modülleri ile kullanılabilmektedir.

    Luxmate’in 2002 yılı içerisinde standart ürünleri arasına kattığı LM-CP/MP Dokunmatik TFT Ekranlı Dokunmatik Kumanda Paneli, sembol dizaynlı etkileşimli menü ve kullanım ekranı ile kullanıcıları kompleks ayarlardan kurtarmakta ve birçok görevi sorunsuzca yerine getirmektedir.

    Kaynak: lumina.com.tr